Tarih boyunca insanın toplum halinde yaşayageldiği, topluluk halinde yaşarken de insanların zaman zaman birbirlerine karşı yanlış davranışta bulunma, birbirlerinin hakkını ihlal etme ve birbirine zulmetme gibi olumsuzluklara sebebiyet verebildikleri bilimsel bir gerçekliktir. İşte böyle durumlarda haklıyı haksızdan ayırt etmek, haklıya hakkını teslim etmek, gerekirse haksıza verilecek cezayı takdir etmek için toplum içinde hukuki kurumlar oluşturma ihtiyacı doğmuştur. Bu kurumlardan birisi de Kefalet Kurumudur. İslam hukuku, kaynağı ve temel ilkeleri itibari ile ilahi bir hukuktur. Bu sebeple diğer hukuki düzenler arasında farklı bir yeri ve üstünlüğü vardır. Bunun sonucu olarak İslam hukukunda Kefalet Kurumu her devir ve coğrafyada önemli bir kurum olarak kabul edilmiş ve desteklenmiştir
Dr. Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER
يَٓا
اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا كُلُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْ
وَاشْكُرُوا لِلّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ اِيَّاهُ تَعْبُدُونَ
Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz ve helâl olanlarından
yiyin! Eğer yalnız Allah’a kulluk ediyorsanız O’na şükredin! - Bakara Sûresi 172. Ayet
This site was created with the Nicepage